Akşehirden Bir Anı
Bir gün Akşehir civarında bir köye gittim. Çok yağmur yağıyordu ve soğuk vardı. Kendimi belli etmeyerek, bir evin önünde duran kadına:
-Bacı yağmur var, soğuk var. Beni çatın altına kabul eder misin? dedim.
O hiç tereddüt etmeyerek, buyurun dedi ve beni bir odaya aldı. Odada ateş olmadığı ve yeni bir ateşin yakılması uzun zamana bağlı olduğu için:
-İsterseniz bizim odaya gidelim. Orada hazır ateş var, dedi. Odaya girdik. Ondan sonra komşulardan birkaç kadın ve birkaç erkek geldi. Beraberce konuşmaya başladık. Konuşurken bana en önemli soruları soranlar kadınlar oldu. Askerin vaziyetini, düşmanın halini, en önemli düşmanın hangisi olduğunu sordular ve bunları sorarken hiç bir telaş ve hileyi lüzum görmediler. İnsanca konuştular. Fakat biraz sonra, benim kim olduğumu anlayınca telaş gösterdiler ve söyledikleri, sordukları şeylerden kendilerine bir zarar geleceğini zannederek korktular! Çünkü şimdiye kadar resmi bir adamla açıkça konuşmayı büyük bir suç gördüler.
"...memleketimizde cahillik varsa geneldir, yalnız kadın değil, erkeklerimizi de kapsar."
Efendiler, memleketimizde cahillik varsa geneldir, yalnız kadın değil, erkeklerimizi de kapsar. Diğer bir görüntüye de kasabalarda şehirlerde rastlıyoruz. Bu da genellikle yabancı romanlarda okunan kafes efsaneleridir. Şüphe yok ki, bu yanlış geleneği yerleştiren saraylar olmuştur.
Kasaba ve şehirlerde yabancıların dikkatini en çok örtünme şekli üzerinde toplanıyor. Buna bakanlar, kadınlarımızın hiçbir şey görmediğini sanıyor.
Bununla beraber din gereği örtünme, kısaca anlatmak gerekirse, denilebilir ki, kadınları zorluğa sokmayacak ve ahlaka aykırı olmayacak basit şekilde olmalıdır.
Örtünme biçimi kadını hayatından, varlığından soyutlamayacak şekilde olmalıdır. Bu konuda son söz olarak diyorum ki, bizi analarımızın adam etmesi gerekirdi. Onlar edebildikleri kadar etmişlerdi. Fakat bugünkü gereklilikler ve ihtiyaçların esasına yeterli değildir. Başka düşüncede, başka yetkin adamlara ihtiyacımız vardır. Bunları yetiştirecek olan bundan sonraki analardır.
Bu arz ettiklerimin bağımsızlığını, şerefini, hayat varlığını temin ve devam ettirmeyi baş yasa alan yeni Türk devletinin esaslarından birinin teşkil etmesi gereklidir ve inşallah öyle olacaktır.